E-Ticaretin Gölgesindeki Gerçek: İade Süreçleri Üretim Maliyetini Aşabiliyor
Son yıllarda e-ticaretin hızla yaygınlaşması, tüketicilere sunduğu ‘tek tıkla iade’ kolaylığı ile büyük bir konfor alanı yarattı. Ancak bu konforun ardında, hem işletmeler hem de gezegenimiz için ciddi maliyetler ve çevresel zorluklar barındıran devasa bir lojistik operasyon yatıyor. Haberyildizi.com.tr olarak, hızla büyüyen ve giderek daha fazla önem kazanan iade ekonomisi olgusunun perde arkasını araştırdık.
‘İade Ekonomisi’nin Yükselişi ve Etkileri
Yaşar Üniversitesi Lojistik Yönetimi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Melisa Özbiltekin Pala, günümüzün önemli ekonomik eğilimlerinden biri haline gelen iade ekonomisinin hem finansal hem de çevresel boyutlarına dikkat çekiyor. Dr. Pala’nın tespitleri, basit bir iade işleminin dahi, ürünün ilk üretim maliyetinden daha yüksek bir operasyonel yük getirebildiğini ortaya koyuyor. Bu durum, bazı işletmeleri iade edilen ürünleri tekrar satışa sunmak yerine imha etme yoluna itebiliyor.
Tek Bir İadenin Ardındaki Karmaşık Lojistik Ağ
Online alışverişin hayatımızın merkezine oturmasıyla, tüketiciler için son derece pratik olan iade süreçleri, lojistik sektörü için adeta bir kabusa dönüşmüş durumda. Özellikle giyim sektöründe gözlenen yüksek iade oranları, ‘Tersine Lojistik’ kavramını zorunlu kılıyor. Dr. Melisa Özbiltekin Pala, masum gibi görünen bir iade işleminin, ürünün üretim maliyetini aşan operasyonel giderlere ve önemli bir karbon ayak izine neden olduğunu vurgulayarak, bu süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesinin hayati önem taşıdığını belirtiyor.
Bir Ürünün Geri Dönüş Yolculuğu: Maliyet Kalemleri
Bir ürünün müşteriden alınıp depoya geri dönmesi süreci, birçok karmaşık adımı içeriyor. Dr. Pala, bu adımları şu şekilde sıralıyor: Toplama, taşıma, detaylı kalite kontrol, yeniden paketleme ve stoklama. Bu çok katmanlı süreç, özellikle tekil ürün bazında maliyetleri artırıyor. Dr. Pala, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Örneğin bir kazağın üretim aşaması, genellikle toplu üretim sayesinde daha ekonomik bir maliyete sahipken; iade edilen bir ürün için gerçekleştirilen bu adımlar, tekil olarak çok daha yüksek bir maliyet yaratabiliyor. Bu durum, bazı firmaların iade edilen ürünleri yeniden pazarlamak yerine bertaraf etmeyi tercih etmelerine yol açıyor.”
Görünmeyen Çevresel Yük: Karbon Ayak İzinin Artışı
Tüketicilerin en sık karşılaştığı iade nedenlerinden biri olan ‘beden uyuşmazlığı’, yeterince etkin yönetilemediğinde ciddi bir çevre kirliliğine sebep oluyor. Dr. Pala, tüketicinin ‘olmazsa geri gönderirim’ rahatlığının, görünmez bir karbon ayak izi yarattığını şu sözlerle açıklıyor: “Bir ürün, kargo firmaları aracılığıyla önce toplama merkezlerine, ardından ayrıştırma ve kalite kontrol birimlerine taşınıyor. Sonrasında yeniden paketlenip stoklanıyor ve yeni bir sevkiyata hazırlanıyor. Özellikle moda perakendeciliğinde, tek bir ürünün iade sürecindeki karbon salımı, ilk gönderimdeki emisyonu dahi aşabiliyor. Bu durum, sektörde büyük bir ekolojik baskı oluşturuyor. Tüketicinin sıradan bir işlem olarak gördüğü ‘uymazsa geri gönder’ kararı, aslında önemli bir çevresel maliyet yaratıyor ve iade ekonomisi süreçlerinin sürdürülebilirlik açısından tekrar gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor.”
Çözüm Stratejik İyileştirmede
Dr. Pala, bu sorunların üstesinden gelmenin ancak stratejik iyileştirmelerle mümkün olacağını vurguluyor. Etkin bir tersine lojistik yönetimi ile bu risklerin minimize edilebileceğini belirten Dr. Pala, çözüm önerilerini şöyle sıralıyor: “Tersine lojistik süreçlerinin dikkatli ve organize bir şekilde yürütülmesi, taşıma planlamasının optimize edilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve güçlü bir geri dönüşüm altyapısının oluşturulması, mevcut riskleri en aza indirecektir. Doğru yönetilen bir tersine lojistik sistemi, hem operasyonel verimliliği yükseltir hem de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlar.”
